Ahh Harun basal nerelerdesin, özlettin kendini…
Herkese merhabalar, ben de özledim Murat’çığım. İnzivadaydım ve güzel şeyler ürettim, yeni projelere hazırlandım. Bir süre kendimi dinledim ama her zaman bomba gibi buralardayım sektörde debeleniyoruz.
Koronavirüs günleri nasıl geçiyor?
Vallahi Koronavirüs günleri stabil ve telkin ile geçiyor, çünkü ben daha önceden bilinçsizce karantinaya girmiş bulundum. Çin’de pandemi çıktığı zaman ben evde senaryo ezberliyordum, daha sonra dünyayı etkisi altına aldı. Virüs Türkiye’ye geldiğinde ben tekrar kendi karantinamı ilan ettim.
Karantina döneminde, yazı yazıyorum resim çiziyorum. Bu arada çiziyorum derken mecazi anlamda kullanmadım, meğer resim çizme yeteneğim varmış, 1 tane size de göndereceğim. Fikirleriniz benim için önemli, bunun yanı sıra kitap okuyorum, film izliyorum, yeni çalışmalar üretiyorum ve bir geri dönüşüm projem var ona ağırlık verdim. Fakat Türkiye’yle alakalı bir proje değil, maalesef Amerika ve Almanya’da geri dönüştürdüğüm şeyler satılıyor. İnsan üretince mutlu oluyor, üretmenin mutluluğu paha biçilemez. Ayrıca vücut kondisyonum düşmesin diye pilates yapıyorum, arada önlemlerimi alarak kısa süreli yürüyüşler yapıyorum ama bilindiği üzere herkes gibi bende evdeyim.
Türkiye’de bir ilk olan dijital kitap projeni dinlemek isterim.
Şimdi birçok şeyin ilkini ben yaparım, başkaları copy paste yapar! Ama ben de patlamaz başkasında patlar… Lafımı da soktuğuma göre hemen bahsedeyim digital kitabımdan: Öncelikle bildiğiniz üzere teknoloji çağının başındayız, her şey dijitalleşti ve dijitalleşmeye devam ediyor. Bu yaşadığımız pandemi de aslında çağın bir parçası parayı ortadan yok etmek! Yenidünya sistemine geçiş, dolayısıyla kitaplarda dijitalleşti, Masallarda dijitalleşti, öykülerde dijitalleşti, romanlarda her şey dijital bir hal alıyor ve ben de bu dijitalleşme ile alakalı “sanata yönelik ne yapabilirim” diye kendime sorduğumda dijital bir kitap çıkarmaya karar verdim.
Bu dijital kitabı tüm postcast uygulamalarından dinleyebilirsiniz. Peki, nedir insanların kolayca ulaşabileceği Podcast uygulamaları: “YouTube, Spotify, Heart radyo, Google Podcast” diye gidiyor. Buralardan “Aşkın En Deyim hali”ni dinleyebilirsiniz.
Haftada 2 Sayfa okuyorum, hala okumalar devam ediyor. İçeriğine gelince şöyle anlatayım; “Aşkın En Deyim Hali”ni yazmaya karar verdiğim zaman, etrafımda birçok olay olup bitiyordu.
Mükemmeli bulduğumu düşündüm bir ilişki yaşıyordum ve tarafımdaki yakın arkadaşlarımın hepsinin ilişkisi vardı, hepsinin de sorunları var, herkes birbirinden dinlenmeyecek tavsiyeler alıyordu. Yine bir gün çok yakın bir arkadaşımla telefonda onun ilişkisi hakkında konuşurken, verdiğim tavsiyenin sonunda “eşeğin aklına karpuz kabuğu sokma” dedim ve durdum! Duraksadığım süre içerisinde anladım ki verdiğim tavsiyeleri hep bir deyime bağlıyorum.
Ve Olay başladı! “Aşkın En Deyim Hali”nin çıkış noktası her zaman en güzel projelerin ortaya çıkmasında olduğu gibi en yakın arkadaşım Derya’ya teşekkür ederim.
Kendi kitabını yazdığın konuşuluyor, kitabının içeriğini anlatır mısın?
Kitabın içeriği şöyle ilerliyor Murat’çığım; deyimler sözlüğü gibi düşün, a harfi ile başlayan deyimleri seçtim. Binlerce deyim okudum, en ilginçlerini belirledim ve bunların hepsine birer tavsiye yazdım ve bu A’dan Z’ye kadar devam ediyor. Deyimler sözlüğü gibi düşünelim.
Dizi sektörü sonrası bir korku filme ile ilk defa izleyici beyaz perdede seni izleyecek, filmde hangi karakteri canlandıracaksın?
Çok güzel bir psikolojik gerilim senaryo ile bomba gibi bir geliyorum. Başarılı bir ekiple çalışıyorum, bunun heyecanı ve mutluluğu içerisindeyim. Tabii ki bu konuda çok bilgi veremiyorum, gerçekten çok özel bir öykü çalınması muhtemel… Film ile alakalı her şeyi sevgili yapımcım “Yasemin Küçükçavdar”a sorabilirsiniz, hemen buradan ona pasa atıyorum. Benim film ile alakalı söyleyebileceğim tek şey “Türkiye’de gelmiş geçmiş en iyi korku filmi olacak” herkese kaliteli Bir Film izleyeceklerinin müjdesini verebilirim.
Magazin programın sevilmişti, seni tekrardan ekranlarda görebilecek miyiz?
Evet, Star Tv’deki “Ekonomi programı” sonrası, “Biyografi” diye 13bölümlük bir program çektim. 45 dakika boyunca tek konuğun kendi ağzından, kendi hayatını anlattığı sırada kendi hataları ile yüzleşiyor ve dürüst olmak zorunda kalıyordu, programın böyle bir konsepti vardı.
Pandemi sonrası Cine5’te yeni projelerle devam edeceğiz, bunun da müjdesini verebilirim. Bende kamerayı çok özledim ve ekranı çok özledim, ekranında beni özlediğini eminim, çünkü her zaman kaliteli işlerin arkasında durdum. YouTube kanalına ağırlık verip kendi videolarımı mı çekmeyi planlıyorum ve bunun için adımlar attım.
“İnsanın insandan kaçışıdır hayvan sevgisi”
Hayvan sevgini bilmeyen yoktur, hayvan haklarıyla ilgili ne gibi çalışmalar yapılabilir?
“İnsanın insandan kaçışıdır hayvan sevgisi” der Aziz Nesin! Bizlere çok güzel bir söz miras bırakmış ve ne kadar insan tanırsam, köpeğimi o kadar çok seviyorum. Hayvanları sevmek onlarla iletişim kurmak bence özel bir yetenek. “Hayvan sevmeyen İnsan Sevmez” bu benim için karşıdaki insanı test etme yolu, hayvan sevgisine göre insani ayırt edebiliriz.
Hayvan hakları ile alakalı Türkiye girişimlerde bulundu ve iyi adımlar atmaya başladı, çünkü hayvanlara maalesef çok işkence yapıldığını sosyal mecralardan dehşetle izledik.
Bizim yapabileceğimiz hayvanları sevmek, kapının önüne bir kap su, bir kap yemek koymak çok önemli, özellikle kışın suyun içerisine zeytinyağı koymamız gerekiyor ve bu pratik bilgiyi hiçbir zaman unutmamalıyız.
Evcil hayvan satışı zaten yasak ama bunla alakalı denetimlerin artması lazım ve sahipli hayvanların yasal olarak sahiplerinin üzerine zimmetlenmesi ve kafasına göre sokağa ya da barınağa hayvanların bırakılmaması gerekiyor.
Yılda en az 2 kez devletin görevlendirdiği müfettişlerle, evcil hayvanların ve sahiplerinin evlerinde denetlenmesi gerekiyor. Sahiplenilen hayvanlar ne durumdalar, sahipleri tarafından işkence görüyorlar mı, psikolojileri nasıl gibi konulara dikkat edilmesi gerekiyor. Ayrıca belediyelerin maddi durumu iyi olmayan hayvan sahiplerine ücretsiz aşı desteği verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mama fiyatlarının denetlenmesi gerekiyor, daha uygun fiyata indirilmesi gerekiyor ve bunun zorunlu kılınması gerekiyor.
Aşk hayatın nasıl gidiyor, kalbini çalan birisi çıkmadı mı?
Gelenlerin suliyetleri farklı ama maalesef gidişleri hep aynı oluyor… Yorgunum aşk konusunda. Yeni birisini tanımak, aynı filmi tekrar izlemek, yeniden inanmadığın bir şeye kendini inandırmak, “yinemi gol değil” sözünün muhatabı olmak, hislerle savaşmak, inandığın doğruları sorgulayıp kendimle çelişmek, gidenin ardından izleri silmek baya zor.
Aşk eskiden aşktı, şimdi yirmi metre uzağınızda “kiminle yatsam” diye katalog gibi uygulamalardan seçim yapılan bir dönemdeyiz, o yüzden maalesef aşkı yaşamadan ölecek bir nesil geliyor. Kısacası ben aşktan vazgeçtim ama aşkı da dibine kadar yaşadım.
Bir süre önce Harika Avcı’nın “borç batağında olduğu” yazılıp çizildi. Bu iddialar doğru mu?
“Harika Avcı’nın parası hayatının sonuna kadar kendisine ve yedi sülalesine yeter!” Muhabirler özel haber bulamadıkça Harika Avcı üzerinden prim yapmak için asılsız haberler yapmaktalar. Geçtiğimiz aylarda “şoförü Harika Avcı’nın evine girdi, mutfakta bıçakla saldırdı” diye bir haber yaptı. Adam geçen sene öldü, mezardan mı çıkıp Harika Avcı’ya saldırdı, bu asılsız haberlerin en büyük ispatıdır! Yapılan haberlerde Harika Avcı’nın görüntüsü yoksa yapılan hiçbir habere itibar etmeyin.
Harika Avcı Türkiye’nin Marilyn Monroe’dür!.. Starlar kaçarak yaşar, o gerçek bir star ve dolayısıyla daha birçok asılsız haberlerle prim yapmak isteyenler Harika Avcı’nın markasını kullanacaktır.
Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersin?
Dünya olarak zor günler geçiriyoruz, herkes moralini yüksek tutsun evde kalmaya özen göstersin. Sosyal mesafesini korusun, dışarı çıkarken önlemlerini alsınlar… Evde vakit geçirmenin en güzel yolu, kendinize hobiler edinmek. Lütfen pes etmeyin! Devletimiz ve Sağlık Bakanlığı ayrıca sevgili Fahrettin Koca bu anlamda çok güzel çalışmalar yürütmekte.
Bana bir şey olmaz mantığını lütfen yapmayın okuyun, yazın, çizin, müzik dinleyin. En önemlisi kendinize vakit ayırın, çalışmak zorunda olan kardeşlerimiz var onlar da kendilerine çok dikkat etsinler. Bize vakit ayıran röportajımızı okuyan herkese sevgiler.
Murat’çığım ayrıca sana da çok teşekkür ederim, iyi ki varsın.
90’lar tadında sorular…
Yaş: Bilmiyorum Boy: 185 Kilo: 76
Burcu: Başak
Ayakkabı numarası: 44
Göz rengi: Ela
Saç rengi: Açık kumral
Arabası: Jaguar
Kullandığı parfüm: Michael Kors
Sevdiği renk: Siklemen
Sevdiği yemek: Pilav
Sevdiği içki: No alkol
En sevdiği tatil yeri: Las Palmas
En sevdiği sanatçılar: Frida Kahlo
İdeal tipi: Ben
Tuttuğunuz takım: Beşiktaş
Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider: Olmayan Şeyler
Şu an ruhunun olmak istediği yer: New York
Hayatta en çok kıymet verdiğiniz insan: Juliet
Hayvan besliyor musunuz: Evet
Aşk her şeyi affeder mi: Maalesef
Benzetildiğiniz biri var mı: Tarık Tarcan
En büyük hayaliniz: Florida’da bir ada almak
Sizi en mutlu eden iltifat hangisi: İltifat sevmem gerçekler kâfi
Röportaj: MURAT FIRAT
Okunma Sayısı: 228