Mesleki kariyerinizin zirvesinde kendinizi cezaevinde buldunuz. Sizce hatayı nerede yaptınız?
Erken gelen şöhreti kaybetmemek, kazandığım yarışmaların ardından daha da fazla başarıya ulaşmak istedim. O dönem öyle azimli ilerliyordum ki ta ki birisi karşıma çıkıp “Benimle birlikte olmazsan kariyerini elinden alırım” diyene dek… Yaptığım en büyük hata devletten yardım istemek yerine arkadaşlarımdan yardım istemek oldu. Bunu çocukluğumdan dolayı ve o anın elimden alınma korkusuyla bir anlık kararımın bana kâbusu yaşatacağının bilincinde olmadan yaptım. Bunun binlerce kez altını çizmek istiyorum; ben, sadece mesleğine âşık biri olarak mesleğime kimse dokunmasın diye engel olmak istedim.
Aslında çocuk sayılacak bir yaşta ağır hayat tecrübeleri edindiniz. Pişmanlıklarınız neler?
3 yıl boyunca annemi 3 kez görebildim. Şöhret ve güzel yaşam varken sayısını bilmediğim geniş bir arkadaş çevrem vardı, cezaevi kapısından girdiğim an 3 yıl boyunca tek bir arkadaşım ziyaretime gelmedi, beni arayıp sormadı. Ve aldığım tehditlere birebir şahit oldukları halde onlar da herkes gibi inanmayı tercih etti çünkü bu en kolayıydı. Şimdi daha güçlü bir şekilde devam edeceğim yoluma. Tek pişmanlığım yargıya başvurmamak ve arkadaş çevreme inanıp “Biz hallederiz birilerinden yardım isteyerek, seni sahipsiz sanmasınlar’ dediklerinde gerçekten halledebileceklerine inanmak oldu. Çocuktum ve şimdi yaşadığım hayat tecrübeleri beni olgunlaştırdı, büyüttü. Dersimi aldım, düşünmeden hareket etmenin cezasını ağır şekilde çektim. Pişmanlığım acımdan daha büyük.
Mesleğinize devam etmeyi düşünüyor musunuz?
Hapishanede, o üstü açık o mezarlıkta bir gün mesleğime en iyi şekilde devam edeceğim düşüncesi beni güçlendirdi çünkü ben bu hayatta en çok mesleğime aşığım ve eskisinden çok daha iyi şekilde devam edeceğim. Yıllarca içeride sessiz bir şekilde bana yapılan yorumları okudum, dinledim… Fakat benim bir ailemin ve bir iş kariyerimin olduğu, gelecekte çocuklarımın olacağı düşünülmeden konuşuldu. Kimsenin çıplak fotoğraflarını çekmedim ve kimsenin kirli parasını almadım. Amaç çok başkayken bambaşka yerlere gitti çünkü bunu bana yaşatanlar bir şekilde kendilerini aklayıp beni suçlu göstereceklerdi. Çünkü zayıf ve kimsesiz olan, korkan bendim. Kolay lokmaydım.
CEZAEVİNDE HER GÜN ÖLMEK İSTEDİM
Cezaevi süreciniz nasıl geçti?
Cezaevi süreci benim için her gün bin kez ölmekti, defalarca ölmek, intihar etmek istedim. Kimse gerçeği görmese de mağdurken suçlu damgası vurulması en dayanılmazıydı. Cezaevi sürecini kelimelerle anlatamam çünkü yaşanan onca acıya haksızlık olur. Manken olduğum için içeride kıskanılıyordum. Cezaevinde önce 6-7 kişi tarafından temizlik sopasıyla dövüldüm, ardından 2 kez bıçaklandım ve hastaneye kaldırıldım. Yaşadığım kâbus cezaevinde de peşimi bırakmadı.
Kafasında çok soru işareti olduğunu belirten Demiralp, şöyle devam etti: “Birçok başarıya ulaşan ve önünde çok güzel bir kariyeri olan biri, 50 bin lira için yıllarca cezaevini göze alabilir miydi? Ailesini ve kendi hayatını yıkmayı, bundan sonra her adımda karşısına çıkacak bir lekeyi sürmeyi göze alabilir miydi? Bir de benim tarafımdan bakılmalı, insanları yargılamak bu kadar kolay olmamalı. Evet, küçüktüm, fakat suç işlendiğinde sonucunun cezaevi olabileceğinin bilincindeydim. Bunu isteyerek ne ben, ne de başka kariyer sahibi bir kadın yapar. Bir de bilinmeyen yanlarını düşünüp öyle yargılasın insanları. Zor bir hayattan çıktım, artık kimse beni daha fazla yargılayıp mesleğime ve hayatıma engel olmasın.”