Elif Kask Pisacane NEREYE SÜRÜKLENİYOR? DÜNYANIN SON İMPARATORLUĞU AMERIKAYI KİMLER YIKMAK İSTİYOR?

Elif Kask Pisacane Ancak şimdi, her birimiz,
tüm dünya, hep beraber film çeviriyoruz…. Aklımıza hakaret ediliyor. Biz
uyuyoruz, onlar yaşıyor tarzı…. John Carpenter’in 1988’de çektiği ‘They
live’ (Onlar yaşıyor, biz uyuyoruz) başlıklı bir filmi vardi. Geçen gün bir
arkadaşımın önerisiyle seyrettim. Dünyayı yöneten küçük elit ve güçlü bir grup
var…. Insanlar uyuyor…. Onlar yönetiyor…. Ta ki özel bir gözlükle gerçekleri
görene kadar…. Kahramanımız gözlükleri taktığı anda etrafımızı sarmış olan
subliminal mesajları ve insanlığı yöneten küçük elit kitlenin gercek yüzünü
görebiliyor…. Elon Musk’in Matrix filminden esinlenerek dediği gibi ben kırmızı
hapi almaya hazırım…. Ya siz? Morpheus Neo’ya kırmızı hapı seçerse uykudan
uyanacağını gercekle yüzleşeceğini söylemişti…. Mavi hapı alsaydı uyumaya
devam edecekti. Bence çok fazla uyuduk. Artık uyanalım…
Tüm senaryo bir virüsle başladı. Çin’in Wuhan kentinde bir pazar yerinde
hayvandan insana atlayıp bir anda tüm dünyayı saran, eşi benzeri görülmemiş
hızla yayılan, havada saatlerce asılı kalan, cambaz mı cambaz, sebze, meyva,
ekmek, asfalt, toprak, demir, tahta yüzeylerde ölmeden yaşayan , 9 metreden
sıçrayan (dedim ya cambaz) bu olağanüstü virüsle tüm insanlik sindi. Evlere
kapandı. Evde bile maske taktık ki virüsü kendimize vermeyelim :)…. Arabamızı
tek başımıza kullanırken bile mahalle baskısından maske taktık ki kendi
kendimize virüs bulaştırmayalım…Bir kere korkmaya görsün insan! Korku
imparatorluğunu kurdunuz mu her istediğinizi yaptırırsınız insana. Sokağa çıkma
dediler; çıkmadık, işe gitme dediler; gitmedik, arkadaşlarını ziyaret etme dediler;
herkesten vazgeçtik, uçma, seyahat etme dediler; boyun eğdik, itaat ettik, her
dediklerini yaptık…. Cennetten arsa satıyoruz, biter, çabuk alın, biterse
cehenneme gidersin dediler, tüm parayı öteki dünyadaki cennet arsamıza yatırdık
(pardon o birkaç yüzyıl önceki korku imparatorluğuydu…) Kısacası yüzyıllardır
yaptığımız gibi yine korku imparatorluğunun gölgesinde tüm özgürlüklerimizden
vazgeçiverdik.
İlerleyen zamanda, Wuhan laboratuvarında çalışan bir bilim insanı bu virüsü biz
yaptık dedi…. Amaç nüfusu azaltmak artı sizi korkutup ekonomiyi çökertmek
dedi… Şok olduk. Kafamız karıştı. Trump ve Cumhuriyetçiler virüse hiç
inanmadı. Demokratlar çok korktu bu virüsten ve herkesi korkutmaya çalıştı.
Aaa bir baktık ki virüs politik bir virus haline geldi. Amerika’da cumhuriyetçi
valiler eyaletlerini karantinadan çıkardı, maskeleri attı. Trump kendisine soru
soran CNN muhabirine ‘maskeni çıkart ne dediğin anlaşılmıyor’ diye meydan
okudu tüm dünyanın gözü önünde. CNN muhabiri maskesini çıkartmayı
reddedip soruyu daha yüksek sesle yeniden sordu. Trump da dalga geçerek
‘politik olmak zorundasın tabii’ dedi…. Bu arada politik olanın gazeteci
olmayanın da politikacı olduguna dikkatinizi çekmek isterim…. Yani tam bir
Hacivat Karagöz oyunu oynanıyor devletin tepesinde. Birileri Amerika’yı fena
karıştırmak istiyor…. Hatta dünyayı karıştırmak istiyor desek daha doğru olur.
Amerika öksürse dünya verem olur…. Amerika karışınca tüm dünya kaosa
girecek. Onun icin Amerika’yi sevmeyip ‘Oh’ diyenler biraz düşünsün….
Amerika’nın kötü duruma düşmesi hiç kimse için iyi değil.
Tüm bu kargaşa birçok insanın derin uykudan kalkmasına neden oldu. Ölüm
oranının 1% olduğu bu virüs yüzünden tüm dünya ekonomisinin çökmesinin,
açlığın ve sefaletin baş göstermesinin ne kadar gereksiz bir risk olduğunu
anlayan Amerikalılar iş yerlerini açmayan demokrat valilere isyan başlattı. Elon
Musk’da bu isyan hareketini destekleyen iş insanlarının başında geldi.
Kaliforniya’da bulunan Tesla Fabrikasını 70,000’e yakın işçisiyle beraber yasalara
aykırı gelerek açtı. Sonra da ‘atın beni hapse’ diye meydan okudu demokrat
valiye. Elon Musk’ın yardımına koşan Trump, ‘hele bir atın hapse Elon’ı, bakın
ben size ne yapıyorum’ edasıyla demokrat Kaliforniya’ya ultimatom verdi.
Amerika hızla açılmaya başladı. Ekonomi demokratların istediği kadar büyük
zarar almadı. Bunun üzerine Amerika’yı kaosa sürüklemeye çalışan güçler
tarafından B planı devreye sokuldu…. İç Savaş bu sefer de siyah-beyaz ırkçılığı
üzerinden çıkarılmaya çalışıldı. Birden tüm polisler ırkçı ilan edildi. Amerika’da
demokrat valiler tarafından yönetilen eyaletlerde büyük bir yağma ve talan
başladı. Dükkanlar yağmalandı. Heykeller parçalandı, yerlerinden söküldü….
Seattle’de özerk bölge ilan edildi. Amerika’nın içinde Amerika’dan özerk bir
küçük devlet…. Sınır kapısı dahi var…. Polis karakolu boşaltıldı… Polisler atıldı.
Seattle’in demokrat valisi Jenny Durkan, kendisine yardım etmek isteyen
Amerikan Başkanına, ‘sen git saklan, yardımına ihtiyacım yok’ diyerek özerk
bölgeyi savundu. Pentagon’dan büyük isimler Trump’a karşı olduklarını
açıkladılar …. Joe Biden, Trump’ı askerle Beyaz Saray’dan indireceğinden
bahsetti. Bunun anlamı düpedüz ‘Askeri Darbe’…. Amerika’da askeri darbe
konuşmaları var…. Bu yaşadıklarımın gerçek olduğundan şüphelendiğim anlar
olmuyor değil ama hergün de aynı kabusa uyanır olmam mümkün değil tabii ki…
Amerika gibi bir dünya devi bu isyanları bastıramaz mı? Suriye’ye, Irak’a, Iran’a
giren dev imparatorluk bir kaç yüz kişilik isyanı bastıramaz mı??? Elbette
bastırır. Hem de çok kısa bir sürede …. Ama kan dökülür… İç savaşın pimi
çekilir. Işte tam da bu yüzden fırtına öncesi bir sessizlik yaşanıyor…. Ama ne
kadar sürecek bu sessizlik işte o belli degil? Ha bir de Amerika’yı kaosa
sürüklemek isteyenler başladıkları işi yarım bırakmayacaklardır…. Virusun daha
ölümcül bir mutasyonunun sonbaharda geleceği söyleniyor…. Bu çok daha
ölümcül olan yeni virüsü insanlığa yaymayı başarırlarsa bu günlerimiz iyi
gümlermiş de diyebiliriz…. Ancak ben uyanan insanlığa güveniyorum. Biz
uyanırsak onlar yasayamaz….
Instagram profile: https://www.instagram.com/elifpisacane/
Facebook profile: https://www.facebook.com/elif.kask

Okunma Sayısı: 240
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleme eklentinizi kaldırınız. Aksi taktirde site açılmayacaktır.