Androjen Süper Model ve Gazeteci Ferhat Şirin Ile Kozmik Bir Röportaj

Gelecekteki ve su anki projelerini ve California’daki androjen moda gösterilerine katılmayı dusunup dusunmedigini ogrenmek icin kendisine röportaj yapma isteğiyle ulaştım ama tabi ki sohbetimizin cok daha fazlasini kapsayacagini asla bilemezdim. Röportaj evrenin sirlarindan tutun da, Nikola Tesla’yi, yildizlari, amazon ormanlarini, okyanuslari ve otesini kapsayarak tam anlamıyla entelektüel bir solene donustu.

 Enerjisi hayli yuksek röportajımıza geçmeden once “androjen” kelimesini biraz açalım.

Dis gorunumu hem erkek hem de kadin ozellikleri tasiyan sahislara “androjen kisiler” deniyor. Kendilerini erkek ya da kadin olarak tanimlayip tanimlamadiklari cok belirgin olmadigi icin androjen görünümlü insanlar bazen literaturde “muglak” olarak da tanımlanabiliyor.

Bazi androjen kimseler kendisini bu iki cins ya da hiçbiri olarak da tanımlayabiliyor. Boyle oldugu durumlarda kisiler kendilerini cinsiyetsiz olarak düşünebiliyorlar.

Benim açımdan bu alanda isim yapmış modellerden birisinin Turk olmasi harika ve çok gurur verici. Kendisini New York ve Los Angeles moda haftasi gibi etkinliklerde gormek istiyoruz. Umarim yaptigimiz bu cok ozel ve yildizlar otesi yeni yil röportajı sizin de hoşunuza gider. Keyifli okumalar.

ferhat_sirin_001_57364_1589324.jpg

Ferhat Şirin kimdir, Amerikali okuyucularımız için bize kendinizden ve hikayenizden biraz bahseder misiniz? 

Alti kardesin beşinci üyesi olarak İstanbul’da dunyaya geldim. Cocuklugumda baslayan musiki askim beni yuksek muzik egitimine kadar goturdu ve Istanbul Universitesi Devlet Konservatuarinin Şan bolumunu bitirdim. Okurken lüks otellerde, gece kulüplerinde sahneye ciktim uzun seneler. İyi bir muzik egitiminde geldigim icin daha sonralari sahnedeki kaos beni sarmadi, özellikle de masaya cikip göbek atmalar donemi basladiktan sonra bana tüm bunlar bana çok uzak gelmeye basladi. Sonra gazetecilik teklifi geldi ve gazetecilik kariyerim de böylece baslamis oldu.

Modellik teklifi ise bana Nişantaşı’nda sokakta yururken geldi. Biz podyumda böyle sokaktaki gibi yürümenizi istiyoruz dediler. Benim için ekstra bir sey degil bu. Her kalıba girebiliyorum. Boyum 1.86. Bacak boyum 1.19. Sokakta da podyumdaki gibiyim ve sokaktaki seyirciler, cafelerdeki seyirciler icin yuruyorum.

(Guluyor)

Uzun yillardir evimde TV yok, tamamen kendimi evren bilimine adadim yani metafizik, spiritüel yasam, fizik kurami gibi kavramlara. En uzak yıldızlara kadar arastirma yaptim. Neler ogrendin dersen baktiginda hicbir sey de ogrenmedim cunku ilim ve bilim dunyasi tam anlamıyla dipsiz bir kuyu ama beni hayata tutunduracak kadar guzel bilgiler edindim ve her gun de yeni bilgiler edinmeye devam ediyorum.

Metafizik ve evren bilimi gibi engin konulara duskun olmaniz cok guzel. Bu alanlara olan ilginiz nasil basladi? 

İstanbul’da Merter semtinde dunyaya geldim. Hersey daha organik ve daha ekolojikti o zamanlar. Bahceli, ciceklerin yogun oldugu, tavuklarin, kazlarin, iki tane Sivas kangal köpeğinin ve kedinin oldugu bir evde büyüdüm. Daha minicik çocukken abim okula giderken karlara bastigimizda ayak izlerimiz yuzunden karlarin duzlugunun bozulmasina aglardim. “Annecim” derdim “bak karlari bozdu abim.” Annem kar yine yagacak ve onları düzeltecek derdi. Camin onunde oturur abimin bastigi karlarin kapanmasini beklerdim.  Rahmetli anneannem evimizin önündeki gulleri gul receli yapmak icin koparmak isterdi ona da aglardim “anneanne lutfen koparma, yere düşenleri al onlarla reçel yap” derdim. Bu size asilanamiyor. Tanrinin yarattigi iştiyaktır bu. Tipki Nikola Tesla’ya, Konfüçyüs’a ya da Atatürk’e verdigi bilgilerin baskasinda olamadigi gibi. Bilgiler tabi ki bir baskasinda da paralel olabilir ama böyle insanlar da bu gezegene cok da gelmiyorlar. Elle sayılacak kadar az öğretmenlerimiz. Kendi adımıza ogretmen olmak icin o yoldan gidiyoruz. Anlayacaginiz bu bilgileri de bize tanri yolluyor, yani sizin bilginiz de sizin dışınızda gelişen bir durum. Tipki dunyaya canlilarin kendi iradesi ile gelmedigi gibi. Hersey hazırlanmış bir proje. Tanrinin projesi.

Kizilderili soyu tasidiginizi ogrenmek cok guzel bir sürpriz oldu. Kizilderili atalariniz  oldugunuzu nasil ogrendiniz?

Babam annesiz ve babasiz buyumus. Babamin askeriyeden albay bir ahbabi merak edip bizim soy kokenimizi ciddi bir sekilde arastirmis ve kökenimizin Orta Asya, Mogolistan’dan geldiğini ve soyumuzun bir kisminin Amerika’ya bir kisminin da dunyanin belli yerlerine dagildigini ogrenmis. Sonra ben modellik kariyerimle medyaya ciktigimda benim fotograflarimi goren o aileden birisi “iste Azmi beyin çocuğu bu, Kizilderili oldugu tarzından ve yuz kemiklerinden de belli” diyor. Yabanci turistlerle de yolda karsilastigimiz da da siz kizilderili misiniz diye soruyorlar. Ailemde de en belirgin kemik yapisina sahip olan benim. Cocuklugumda John Wayne ve Clint Eastwood filmlerini çok severdim ama Kızılderililer hep kotu, kafa derisi yüzen insanlar olarak gosterilirdi. Neyse ki yeni dönemde Hollywood kizilderililere yaptiklari haksizligi biraz telafi etmeye basladi.

Mesela Leonard Dicaprio’nun “The Revenant” filminde olduğu gibi “yine geldi beyaz insan, yine yakti, yikti ve gitti” tarzi guclu diyaloglar var yeni filmlerde.

ferhat-sirin-Native American.jpg

Türkiye’nin ilk androjen modeli biri olarak Mercedes Benz moda haftasi gibi prestijli ve saygin etkinliklerde yer aldiniz. Sizin dışınızda dunyada basarili androjen modeller kimler var?

Andreja Pejić vardi, o da sonradan transeksüel oldu. Sarisin, yari Bosnali-yari Avustralya’li bir modeldi, epey unluydu ve Jean Paul Gaultier gibi modacilar icin modellik yapmisti. Turkiye’de ise androjen model kavraminin bilinmesi benimle basladi. Mercedes Benz Fashion Week gibi etkinliklerle podyuma cikmamla beraber medyada “Androjen Model Ferhat Şirin Turkiye ve Avrupa podyumlarinda” gibi basliklarla haber oldum. 6 seneden beri belirli ve kaliteli moda showlarinda yer almaya ve acilis ve final mankeni olarak çıkmaya devam ediyorum.

Türkiye’de ve Avrupa’da cinsiyete odaklanmayan, ilham verici ve profesyonel çalışmalarınızla ve özellikle moda ve gazetecilik alanlarinda ilkleri gerceklestirmenizle biliniyorsunuz. Amerika’ya acilmayi dusundunuz mu? Kanımca dusunce yapiniz ve kizilderili kokeniniz burada buyuk ilgi uyandıracaktir. 

Teklif gelirse neden olmasin? Cok isterim cunku New York Fashion Week de Avrupa’dakiler kadar basarili. Ama genel olarak konusursak benim dil, din, renk, kita ayrimin yok. Yedi kita da biziz, biriz. Kitalar arasi sinirlari insanlar koymus tanri degil. Birtek tanriya asigim. Tanrinin disinda sokaktaki kediyi de, balkonuma konan kusu da, buyuttugum cicegi de, kisacasi herkesi ve her canliyi esit ve kendi icinde bir alem olarak goruyorum.

Merak ediyoruz, 2020’deki COVID-19 ve benzeri olağan disi gelişmeler sizin gibi oldukça birikimli, siradisi ve evren bilimine duskun bir kisiligi nasil etkiledi? Yakin gelecek için hem kendi adiniza hem dunya icin ne dusunuyorsunuz?

COVID-19 ucuncu dunya savasi. Einstein zaten soylemisti 3. Dunya savasi tankla, barutla, bombayla olmayacak biyolojik ve nukleer olacak diye. Dunyada tum 7 kitayi iceren bir savas olmamisti daha once. Dunyayi yoneten aileler bunlari kendileri de ifsa ediyorlar aslinda. Hollywood seti gibi bir bilim kurgu dunyasi yaratma cabasi var.

BeautyPlus_20201026195357999_save.jpg

Blogum Los Angeles’ta dogdugu icin sormak istiyorum: Melekler Sehri hakkinda ne biliyorsunuz/dusunuyorsunuz?

En begendigim tarafi isminin cok guzel olmasi: Melekler Sehri. Muhtesem bir isim, kainat zaten meleklerin uzerine kurulu. Biz onlari goremeyiz, onlar birer enerji. Herkese kucak acan ve ismiyle cok ozdeslesmis bir sehir olmasi acisindan bence Los Angeles Amerika’da cok ozel bir sehir.

Sanat, kültür, doga ve tarimi da yogun olarak barindirmasi harika. Walt Disney’in ismini verdigi Disneyland’i, eglencesi Hollywood’u, okyanusu çok fazla secenek var. Los Angeles denince bircok insanin aklina plajlar geliyor ama hayir, kültür ve sanatin da cok degerli oldugu bir sehir.  Sokak lambalarinin inanilmaz guzel bir şekilde düzenlendiği ve siralandigi LACMA müzesi ve labirentlerle çevrili dev antik kutuphanesi de cok keyifli gozukuyor.

Los Angeles’e hic gelmedim ama insallah COVID-19’dan sonra gelme firsatini bulurum ve Los Angeles Fashion Week gibi moda ve sanat etkinliklerini kesfetme sansina sahip olurum. Orda da bir tasarimci bu roportaji okur ve kiyafetlerini sunmami isterse seve seve gelirim. Podyumda da model gibi yurumuyorum. Siz sanat yapiyorsunuz, elbiseyle tasarimin ruhuna giriyorsunuz, her adiminizda ve bakisinizda insanlari 3 dakika esir aliyorsunuz ve damganizi vurup gidiyorsunuz diyorlar. Sanatci ruhlu insanlardan bunlari duymak cok mutluluk verici tabi ki ama basari demek aslinda hiclik ve egosuzluk demektir ve ben hicligi seviyorum.

Istanbul Universitesi Devlet Konservatuvari Şan bolumu mezunusunuz, guclu sesinizle biliniyorsunuz ve Yildiz Tilbe gibi Turkiye’nin basarili isimleriyle sahne aldiniz. İlerisi icin muzik projeleri dusunuyor musunuz?

Yeni bir teklif geldi, hem sahne teklifi, hem de maxi single hazirlamam istenildi, hazirliklari covid yüzünden ertelemek zorunda kaldik. Ne yazik ki tüm eğlence sektörü durmus durumda. İyi bir yorumcuydum ama müziğe ara verdigim sirada 180’e yakin soz yazdim, beste yaptim, muzik aranje ettim ve degisik yorumlama calismalarim oldu. Önceden yoktu bunlar, boyle bir bilgim de yoktu. Nasil oldu nasil geldi ben de bilmiyorum, ben de saskinim. Demek ki o arayi vermem gerekiyormus.

Peki ya sinema? Röportajlarinizdan birinde kendi kimliğinizi oynayacağınız bir film projesinden bahsediyordunuz.

Bugüne kadar 3 film teklifi aldim. Birinde androjen bir sokak insanini oynayacaktim. Yeni teklif aldığım bir filmde de 5 tane başrol arasinda ben de vardim ve bir melegi oynayacaktım melekler cinsiyetsiz oldugu icin. Hepsi de profesyonel oyunculardı. Bu konuda da biri kadın biri erkek iki tiyatrocu arkadasimdan dersler almaya başladım. Bu da covid’den dolayi durdu dünyadaki hersey gibi.

Bu bir enerjidir. Boyle bir projede olmak istiyorum, yarin obur gun boyle bir proje gelirse seve seve oynamak isterim. Hele iyilik melegi rolu olursa. Beyaz kanatlarla. Beyaz kanatlar demisken, Victoria’s Secret defilesine cikmayi da cok isterdim cunku orda cok buyuk bir show var. Ic camasiri degil cok profesyonel bir show izliyorsunuz. Ayni show da bakiyorsunuz, Lady Gaga, Rihanna, Justin Bieber gibi kimlikler ikiser sarkiyla cikiyorlar. Kanatlar ve aksesuarlar adeta sanata dönüşüyor. Hersey cok muhtesem. Teknik cok gelismis. O buyuk podyumlarda mutlaka olmak istiyorum.

Birlikte calismak istediginiz ozel bir isim var mi?

Bilindik isimler arasindan Donatella Versace, Dolce Gabbana Alexander McQueen, John Galliano, Prada and Moschino defilelerinde olmak isterim.

Bu arada kisisel olarak magaza kulturum ve marka duskunlugum yok. Giydigim kiyafetleri kendim tasarliyorum – dikis dikmeden. Makas yetenegim cok iyi. Bir kot pantalonu kesiyorum yeniden bicimlendirip giyiyorum. Ama dunya markalari da olsa vitrinde ne var, bu senenin modasi ne renkleri neler, ilgim ve de bilgim yok. Sahse ait stil daha kalici birsey sonucta.

androjen-model-ferhat-sirin-la-perla-fransa-3.png

Etkileyici bir biçimde sizin organik yaşama olan duskunlugunuz daha “organik” kelimesi popüler kültürde yer edinmeden cok önce ve birçok insan bu konsepti ve neler icerdigini tam olarak bilmezken basladi. Bugday Ekolojik Yasami Destekleme Dernegi’nin de kurucularından birisiniz. Organik yasam bicimine ilginiz nasil basladi ve gunluk yasaminiza nasil yansiyor?

Turkiye’de Bugday Dernegi’ni baslatan rahmetli arkadasim Victor Ananias’tir. İstanbul, Sisli’de kucuk bir pazarla basladi. Bize kucuk bir yer veren donemin Sisli Belediye baskani sayesinde ilk pazarimiz 14 sene evvel cok az uretici ve ciftcinin katilimiyla 14 ya da 15 tezgahla basladi. Sabahin cok erken saatlerinde yakin arkadasim olan Victor ve diğer arkadaşlarla gidiyorduk.

Sağolsunlar gazetecilik mesleğim dolayısıyla tanidigim bir cok unlu sinema ve sahne sanatçısı da bu projeye dahil oldular, geldiler ve reklam yapmamiza yardimci oldular. Medyada organik pazarimizin cok bahsi gecti ve halk faydalari konusunda bilgilendirildi. Halen insanlarimiz ekolojik organik tarım konusunda cok da bilincli değiller. Ama artik marketlerde organik standlar gorebilirsiniz. Avrupa seyahatlerimde oralarda bio marketler acildigini gordugumde cok mutlu olmustum.  Türkiye’de de organik marketler var artik. Cok guzel. Ama lüks semtlerde yani alim gucunun yuksek oldugu semtlerde var maalesef.

Ben obsesif organik yasiyorum. Kozmetigimdem, elimdeki deterjana, catal bicagima hersey organik. Bu bir lütuf degil. Ozu yani olmasi gereken zaten böyleydi, once bozdular sonra da bize bunu geri sunup pazarladilar. Dunyadaki tum canlilarin en onemli kaynağı beslenmesidir.

Youtube’daki belgeselleri okuyucularımız mutlaka izlesinler. Antartika’daki buzullar olmayinca Sahra colu de olmuyor. Sahra colu olmayinca Amazon yagmur ormanlari da olmuyor. Hepsi eko sistemin dengesi ve genis bir enformasyon agi ile birbirine paralel hazirlanmis. Yaratilis muhtesem bir tasarim.

Nesli’yle Melekler Sehri’nin imza sorusu: dunyada herhangi bir sehir olsaydiniz, hangisi olurdunuz ve neden?

Kuba’yi çok merak ediyorum. İnsana verilen değer acisindan cok onemli bir sehir. Bir insan bir vatandas olarak paraya ihtiyacınız yok gidip yemeğinizi yiyebiliyorsunuz restoranda. Hastanelerde sagliginiz ucretsiz. Bu sistemi çok takdir ediyorum. Birkaç tane de sadece organik yasayan sehir keşfetmiştim. Biri Portekiz’de biri de Amerika’da.  Los Angeles’i da Melekler Sehri olmasindan dolayi cok seviyorum.

Gökdelenler, rezidanslar ise bana gore degil. Lüks algimin cok disinda birsey. Ben topraga cikmak ağaçlara tutunmak isterim, bir kediye dokunmak isterim, kuşlarla, çiçeklerle selamlasmak isterim. En buyuk lüks iste bu. Ucuncu dunya savasi insanlari bireyselleştiriyor. Daha cok antidepresan kullan, daha yalniz kal, daha ruhsuzlas.

Turkiye’nin ilk androjen gazetecisi olarak birçok ünlü ile röportaj yaptiniz ve benim açımdan röportajci ile röportaj yapmak ayrica keyifli ve ogretici. Mert Fırat, Okan Bayülgen, Metin Akpınar, Cüneyt Arkın ve Kadir İnanir röportaj  yaptığiniz ünlülerden sadece birkaçı. Deneyimlerinizi bizimle paylasabilir misiniz?

Evet, Turkiye’nin en onemli film aktorlerini, aktrislerini ve sarkicilarini, televizyon sovmenlerini konuk aldim, “sevgiliniz var mi”, “cinsel kimliğiniz ne” gibi sorularla özel hayatlara asla girmedim.

Onlara kainati, dogayi, yasami ve taa topraktan, okyanustan tutun da en uzak yildizlar arasina kadar bütün ilimleri sordum. Halil Ergun, Sevval Sam gibi konuklarimi ikiser kez konuk aldim. Cok yanki uyandirmadi cunku toplumumuz ve dunya ilimle maalesef pek ilgilenmiyor. Bilgi ile pek aralari yok, skandal ve dedikodu uzerine olan konularla daha fazla ilgileniyorlar. Halk da mutsuz oldugu icin kisilerle eglenmek, alay etmek istiyor. Halk sizinle alay ederse prim yapabiliyorsunuz.

Organik yaşam, modellik, gazetecilik ve sarkicilik. Dort meslegi de profesyonel olarak yapmaya devam ediyorum. Ruhsal olarak, duygusal olarak istedigim yerdeyim. Mutluyum, yattigimda huzurla uyuyabiliyorum. 6 tane kargam, sayısız guvercinim, kumrum var. Kumrularim, kargalarim istedikleri gibi eve girip cikiyorlar.

Ferhat Sirin Turkish Celebrity Updated.JPG

Sizi örnek alan hayranlarınıza ya da genc nesile bir mesajınız var mi?

Bu roportajin içeriği aslinda tamamen mesaj doluydu. Onlara yagmurdan, kardan, okyanustan hayvanlardan, ottan, agaca kadar tum dogayi sevmelerini istirham ediyorum. Onlari sevmek zorundalar cunku kendileri de onlarin bir parçası. Ne olursa olsun, ne kadar duyularımızı küçültmeye calisirlarsa calissinlar mutlaka insanlarin bes duyu ve otesinde yasamalarini tavsiye ediyorum. İlim, bilgi ve arastirma olmadan da bunlar maalesef olmuyor. 

Ama ilimin de sonu yok. Tevekkul yani tanriya teslimiyeti tavsiye ediyorum cunku ilim de size tanrinin yoluna goturuyor o yüzden de kimsenin ozlerini bozmasini istemiyorum. Yaratılışa müdahale edilmesini doğru bulmuyorum. Sacimi uzattim, makyaj yaptim ama yaratılışa müdahale asla etmedim. Bu evrene annemden geldigim gibi veda edecegim, benim estetigim de yok. Botoksum da yok ve bu tur seylerden hoşlanmıyorum. Müdahale edenlerin sonradan cok mutsuz olduklarini goruyoruz bir suru ornekleri var dunyada. Koskoca dudaklar, minicik burun derken estetik hastalik haline donuyor. Sebebi mutsuzluk ya da birine özenmek. Hic kimse baskasi gibi olamaz. Yaratılışa müdahale etmeyin lütfen. Tanri her canlinin geometrik yapısını farkli yaratmis. Hicbir yagmur damlasinin, okyanuslardaki minik kumlarin, ağaçtaki yapraklarin ya da meyvenin geometrik yapisi es degil. Leopardaki beneklerin yapisi bile esit degil.

Ölüm dediğiniz bir dogus baslangic aslinda. Bunu bildigim icin ölümden korkmuyorum. Mevlana’nin dedigi gibi olum gunum, dugun gunum. Kefeni gelinlik olarak görüyor cunku olum tanriya kavusmanin gunu. Gelirken bilmediğimiz bir gezegene geldik burdan da nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Ruh olumsuz, beden olumlu. Havayla, suyla, atesle yani dunyanin elementleriyle olusan fiziki anatominizi buraya birakiyorsunuz sonucta. Bir tek ruh sonsuzluga gidiyor. Nereye gidiyor bilmiyoruz bilincimiz kapalı.

Los Angeles’taki okuyucularımıza en buyuk tavsiyem Nikola Tesla hocamizi en azindan bir kere okumalari.“Evrenin gizemini anlamak istiyorsanızenerjifrekans ve titreşim cinsinden düşünün.” diyor Tesla. Ben de buna ekleyerek diyorum ki kendinizi, yasami tum canlilari enerji titreşim ve frekans cinsinden dusunun. Hayvanlarin ve doganin en cok algiladigi sey titreşim. Kedi ona “seni seviyorum” diye kucak actigimizda o titresimi algiliyor soyledigimiz laflari degil.

Ve son bir tavsiye daha: bu hayatta yiyebildiğiniz ve kullanabildiğiniz kadar zenginsiniz. Gerisi sizin degil, paylasmak icin. Bu dunya adli gezegeni tanri yaratmistir ve her canliya yetecek gida ve su mevcuttur. Hic kimsenin hayvanlar insanlar olsun, evsiz ve ac kalmasina tahammul edemiyorum. Victor Hugo’nun da soyledigi gibi “Burası dünya! Ne çok kıymetlendirdik. Oysa bir tarla idi. Ekip biçip gidecektik”.

BeautyPlus_20201003171055597_save.jpg

Sirada ne var?

Yeni bir moda çekimim var, ona hazirlik yapiyorum. Bir Amazon kizini canlandıracağım. Bir savasci. Tasarimcilar genelde koleksiyonlarının disina cikiyorlar benim icin. Daha benim genel fotoğraflarimdan esinlenerek tasarımlar yapıyorlar. Bu anlamda cok basarili tasarimcilar da var, Bilge Erturk var mesela. Buyuk firmalarin tasarimcisi kendisi. Ciktigim bir defilenin tasarımını o yapmisti cok yetenekli buluyorum onu. Boyle tasarimcilarin tasarimlarini tasimak cok keyifli geliyor bana cunku o zaman ruhum daha bir bütünleşiyor. Kiyafetleri giydiğimde daha mutlu oluyorum ve daha cok cosuyorum. Podyuma da bu cosku yansiyor.

Ferhat Şirin hakkinda daha fazla bilgi almak veya onunla iletisime gecmek isterseniz:

Instagram: @androjenferhatsirin

Facebook: @ferhat.sirin.5473

Ferhat Last Picture Updated.jpg
Okunma Sayısı: 200
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleme eklentinizi kaldırınız. Aksi taktirde site açılmayacaktır.