ollywood, 11 Eylül saldırılarının ardından İslam dünyasına yönelik bir algı operasyonuna girişmişti. Resmen olmasa bile Müslüman karakterler üzerinde senaryo yardımıyla karanlık bir sis perdesi oluşturulma yoluna gidilmişti. Amerikan film endüstrisinde yapımcılık yapan ve New York Üniversitesi’nde akademik çalışmalar yürüten Cansu Peker, Hollywood’daki bu olumsuz havanın son dönemde yavaş yavaş dağılmaya başladığını belirtti.
Peker, “11 Eylül saldırılarının ardından medyada yaratılan ‘şiddete eğilimli Müslüman erkek’ algısı, Amerikan yapımı dizi ve filmlerdeki karakterlerle de destekleniyor. Aynı şekilde Müslüman kadınlar da ‘sürekli baskı gören güçsüz’ karakterler olarak yansıtılıyor” dedi.
Peker, sözlerine şöyle devam etti: “Ancak son birkaç yıldır Müslümanların dizi ve filmlerdeki temsilinde olumlu bir gelişme yaşanmaya başlandı. Şiddetle özdeşleştirilmemiş Müslüman karakterlerin artması, endüstrinin bu konudaki tutumunun değiştiğinin de habercisi. Bu olumlu gelişmede son dönemde sektörde boy gösteren başarılı Müslüman yönetmen, yapımcı ve oyuncuların artması önemli bir etken. Bu isimlerin sektörde farklı görevler alıp etkin rol oynaması önemli bir gelişme” diyor.
DİJTAL MECRALARIN ETKİSİ DE VAR
Peker, Müslümanların lehine olan bu olumlu değişimde dijital mecraların da önemli rol oynadığını vurguladı: “Geçtiğimiz sene pandemi nedeniyle dijital platformlarda farklı uluslara ait yapımların izlenmesinde ciddi bir artış görüldü. Tüm dünya karantina süreci boyunca farklı ülkelerin dizilerini ve filmlerini daha önce izlemediği kadar çok izledi. Bunda evde kalınca daha fazla içerik izlememizin katkısı da var. Ben mesela Amerikalı arkadaşlarıma Türk filmi izletemezdim; alışkın olmadıkları için altyazı okurken filmi kaçırdıklarını söylüyorlardı. Bu sene altyazı takip etmeye alıştıklarını gördüm. Bu sayede insanlar şimdiye kadar Amerikan filmlerinde gördükleri Orta Doğulu karakterlerin çok dışında gerçek Orta Doğulu karakterler gördüler. Aynı şekilde, sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla beraber daha farklı yaşam tarzlarına ve farklı toplulukların hikayelerine daha kolay erişim oldu. Yabancısı olunan topluluklar hakkında fikirler değişti. Özellikle yeni nesil, farklı kültürleri daha çok biliyor. Dünyamız küçülüyor, kendi gerçeğimizi dünyanın her yerinde duyurabiliyoruz. Farklı topluluklardan insanlar kendi hikayelerini ve bakış açılarını tüm çeşitliliğiyle anlatmaya devam ettikçe önyargılar kırılacak. Bana kalırsa çok daha saygılı ve kucaklayıcı bir yere gidiyor dünya.”
DÜNYA RİZ TESTİNİ KONUŞUYOR
Cansu Peker, TV dizileri ya da sinema filimlerinin Müslüman karşıtı olup olmadıklarını ölçmek için yeni bir kriterin gündeme geldiğini söyledi. Bunun adı: Riz Testi.
Bu sene En Iyi Erkek Oyuncu dalında Oscar Ödülü’ne aday gösterilen Müslüman oyuncu Riz Ahmed’in İngiliz Avam Kamarası’ndaki konuşmasından esinlenerek oluşturulmuş Riz Testi şöyle işliyor. Ekranda ya da beyazperdede izlenen Müslüman karakterlerin basmakalıp algılara karşı duruşunu anlamamız için 5 sorudan oluşuyor. İşte o 5 soru: haber :murat tamay