Reyhan Karaca “Herkesin Mesleği Şarkıcılık Olmamalı”

Hedefinin Reyhan’ı zirveye taşıyacak bir şarkıyla piyasa da yer almak olduğunu ve hala Avrupa Yakası dizisini izlediğini itiraf etti. Aşk dedikodularına ise iddialı ve net bir cevap verdi ayrıca kendisini en mutlu eden iltifatın “Müzisyen” olduğunu açıkladı.

Şanslı 20 soru, kuralsız Reyhan Karaca ve cesur yanıtlar! Tavsiye ediyorum Hande Yener’de best of albüm çıkarsın…

Merhaba Reyhan hanım nasılsınız, sanat camiasında sadece sanatıyla yer edinen bir sanatçı olarak özel hayatı en çok merak edilen isimlerden birisiniz. Sevenleriniz adına soruyorum: Işıklar sönüp evinize gittiğinizde nasıl bir Reyhan Karaca var?

 

 


Beni yakından takip eden herkes tenis oynadığımı bilir, diz kapağım kırılmadan önce boks yapıyordum şimdi tekrar ona başlayacağım. Zaten çok fazla zamanım kalmıyor ama bunları yapmaya özen gösteriyorum. Sevdiklerimle yeni yerler keşfetmeyi ve kendimi huzurlu hissedeceğim ortamlarda bulunmayı tercih ediyorum. Film izliyorum ve kitap okuyorum sakin bir yaşamım var. Gece kulüpleri gibi yerlerde olmayı çok sevmiyorum bana zaman kaybı gibi geliyor.

 

“İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı” mezunusunuz, mesleğinizde eğitiminin ne gibi etkisi oldu? “Yetenek varsa eğitimin ne önemi var” diyen şarkıcılara ne söylemek istersiniz?
Şarkı söylemeyi seven herkes gelişen teknoloji ile birlikte şarkı söyleyebiliyor bunun aslında iyi tarafları olduğu kadar kötü tarafları da var tabii ki. Yıllarca bu mesleğin eğitimini almış, bu işle yoğrulmuş ve bu meslekle hayatını devam ettiren bizlere haksızlık oluyor.
Herkes şarkı söylemeli ama herkesin mesleği şarkıcılık olmamalı! Şarkıcılık bambaşka bir iş, sadece görsellik ve teknoloji ile sesini geliştirmiş insanları bir de sahneye atmak lazım, sahnedeki performanslarını görmemiz gerekiyor. Şarkıcılık eğitim, tecrübe ve yetenek işidir tabii yeteneksizseniz müzik eğitimi de alamazsınız ama eğitimin şart olduğunu düşünenlerdenim.

“Umarsız” şarkısı hangi duygularımıza tercüman?

Şarkıyı yazarken kendi yaşanmışlıklarımdan ziyade, etrafımdaki süregelen git/gel’li ilişkilerden de etkilenmiştim. Sanatla ilişkide olan insanlar, duyguyu dibine kadar tüm gerçekliğiyle içselleştirip, sıradan insanlara göre daha fazla etki altında kalırlar. Sonuçta da mutlaka bir eser doğar… Etrafımda sıkıntıyla süren, hasretle devam eden ve birbirini anlayıp tolere edemeyen birçok aşk hikâyesinin özeti aslında “Umarsız”. Tek bir hikâyeye sığdırmak doğru değil. Herkes hayal kırıklığına uğrayabilir ama kendinize kıymet verdiğiniz sürece her şeyin tamiri mümkün.

“Umarsız” şarkısının klibi bize ne anlatıyor?
Son klip yönetmenim İsaac Angel klibi bir hikaye üzerine değil tamamen görsellik  üzerine çekti.

 

“Umarsız” şarkısının devamının geleceğini belirttiniz! Reyhan Karaca sevenlerini ne gibi sürprizler bekliyor?
Planladığımız ve hayata geçirmeye çalıştığımız bir proje var, tabii ki açıkça söyleyebileceğim bir şey değil ekip olarak kendi aramızda sıraya sokmaya çalışıyoruz “hangi şarkıyı ne zaman yayınlamalıyız” diye. Bir proje albüm hazırlığı var ve o albümde bir şarkım yer alıyor ama bilgi veremiyorum albümün yapımcıları açıklama yaptıkları zaman duyacaksınız.
Sözü Sadettin Dayıoğluna, bestesi bana, aranjesi Emre Gören’e ait bir şarkı var şuan da hazır bekleyen. Ayrıca, orta ritimli sürpriz bir şarkı daha var elimizde, sözü müziği Sadettin Dayıoğlu’na aranjesi Emre Gören’e ait… “Hangi şarkıyı önce hangisini sonra piyasaya çıkaralım” diye planlar yapıyoruz. Belli olunca sizlere açıklayacağım. Sanat yönetmenim Isaac Angel, Amerika’da imaj üzerine bazı çalışmalar yaptı sürpriz bir iş daha geliyor, hem imajıyla hem de şarkısıyla.

Klibi ve bestesiyle dikkatleri üstüne çeken iddialı şarkınız“Roma” eleştiriyi beraberinde getirdi! Gerçekten ses tellerinizde sorun var mı?
Sesimde herhangi bir problem yok! Beni ilk tanıdığınızda sesim ne ise şimdi de o. Tabii şan tekniğiyle anlatmak lazım bunları. Herkesin sesi 20’li 30’lu ve daha sonraki yaşlarında farklı olur. Benim sesim lirik soprano olmadığı ve “Sulkus Vokalis” diye adlandırılan bir özelliğe sahip olduğu için kirli ve çatallı bir sestir her zaman. O yüzden sesimde herhangi bir problem ve hastalık yok doktorum İsmail Koçak’ta bunu açıklamıştı.

“Roma” şarkısında da sesimde herhangi bir sorun yok, diğer şarkılarımdan farklı olduğu için dinleyici farklı şekilde yorumladı ama gördüğünüz gibi “Umarsız” şarkısında ses rengi aynı sadece kayıt ve aranje farkı var.

 

Türk Mahallesinde Salyangoz Satamıyoruz

 

“Sobe” single ile birlikte Amerikalı prodüktörlerle çalışmaya başladınız. Yalnız hayal kırıklığı yaşadığımı itiraf etmem gerekir! Çünkü dünyaca ünlü olmasa bile güçlü bir besteyle dünyaya açılacağınızı düşünmüştüm.
Sobe şarkısı ilk başta İngilizce hazırlandı, önce Amerika’da tanıtacaktık fakat İngilizce bir şarkının Türkiye’de olamayacağını ve çok eleştiriye tabii tutulacağını düşündüğümüz için çıkarmadık. Hande Yener’in çalışmasında gördük ki maalesef Türk Mahallesi’nde hala salyangoz satamıyoruz! O yüzden şarkının sözlerini Murat Güneş’e Türkçe olarak yazdırıp Türkiye’de çıkarmayı planladık ama şarkının İngilizce hali hala Amerika’da listelerde yer alıyor.
Amerika’da şarkı çıkarmak zor değil çünkü her şeyi kendiniz hazırlayıp internetten yayınlıyorsunuz. Orada benimle çalışan bir şirket var o yüzden Türkiye’deki planları bitirdikten sonra Amerika’da bir şeyler yapabilme imkânım var.

Sizinle aynı dönemde çıkış yapıp, aynı tarzda şarkı söyleyen sanatçılardan farkınız nedir?
90’lı yıllarda müziğe başlayıp hala gündemde olan birçok arkadaşım var. Ben biraz daha genç, dinamik ve kendini yenileyen birisiyim, hem fiziğim hem de yaptığım işlerle gündemi yakalamayı biliyorum. Yeni insanlarla çalışmak ve yeni projeler hazırlamak bana heyecan veriyor, zaten yaptığımız iş bir heyecan işi! Heyecan olmazsa yaptığım işte başarıya ulaşacağımı düşünmüyorum ve zamanında yaptığım işler bugüne kadar gelebiliyorsa doğru yolda olduğuma inanıyorum.

Artık solo albüm hazırlamayacak mısınız?
Belki bir gün single yaptığım şarkıları bir albümde toplayıp yanına bir şeyler ekleyerek çıkarabilirim ama artık albüm çıkarmak kolay bir iş değil. Albüm hazırlamak hem maliyetli, hem de albüm içerisine koyduğunuz şarkılar birbirini yiyebiliyor. Maalesef ki 1-2 şarkı dışında hepsi çöp olabiliyor. O yüzden single yapmak çok daha avantajlı ve akıllıca.

Şarkıcıların şarkı bulamama ve solo albüm çıkarmama nedenlerinden birisi de söz yazarı ve bestecilerin yüksek bütçelerle kapılarını açmaları olabilir mi?
Şarkı bestelemeyen şarkıcılar için başkalarının şarkılarıyla albüm yapmak çok pahalı bir iş çünkü söz ve müzik satın alıyorsunuz. İyi şarkılar da uygun fiyatlara satın alınmıyor, ayrıca bunlara aranje, klip, imaj çalışmaları ekleniyor. Şarkınıza sosyal medya da herhangi bir yatırım yapmazsanız sadece kendiniz dinliyorsunuz… Bu süreç ne zaman Youtube ile alakalı bir manipülasyon yapılmadan, herkes kendi bileğinin gücüyle bir yerlere gelmeye çalışırsa, işte o zaman albümler yapılabilir.

Dünyaya tekrar gelseniz şarkıcı olur musunuz? Bu mesleği tercih ettiğiniz için pişmanlık duydunuz mu?
Evet şarkıcı olurdum çünkü 8 yaşından beri şarkı söylüyorum ama ek bir meslek yapmak isterdim. Sanat meşakkatli bir iş, eğitimini de aldığınız için bu meslek artık sizin hayat ve yaşam tarzınız haline geliyor. Sadece sanat dünyasında kalmak bazen yıpratıcı olabiliyor. Şuna eminim ki masa başı bir iş yapamazdım, yine heyecanı yüksek alanda çalışırdım.

 

Hande Yener At Gözlüğüyle Bakmış!

Hande Yener “Best Of yapmak bittim demek” açıklamasını yaptı… Sizde “Best Of” albüm çıkarmadınız! Hande’yle aynı görüşte misiniz?
Best Of albüm yapmak “bu güne kadar yaptığım işlerin altına imza atıyorum” demektir. Hande Yener tamamen kısır düşünmüş, at gözlüğüyle bakmış projeye! Yeni işler yaparken geçmişteki işleri unutmamak lazım. Bence marka olmuş herkes, günün birinde Best of albüm yapacak. Benim fikrim, Hande’nin de Best of albüm yapması gerekiyor çünkü bu güne kadar yaptığı çok güzel şarkılar var. Yeni nesle o şarkıları dinletmesi gerektiğini düşünüyorum.
Peki ben Best of albüm yapar mıyım? Evet ben de yapacağım ama bir süre yeni işler yapmadığım için o arayı doldurmam gerekiyor. Geçmişte yaptığım işler hala listelerde yer alıyor ama bir gün sürpriz bir çalışma gelebilir… Neden olmasın.

Müslüm Gürses’in “Müslüm” filminden sonra birçok isme hayatını film yapma teklifi gitti, aynı teklif size gelse kabul eder misiniz? Ayrıca özel hayatı en çok merak edilen sanatçılardan birisi de Reyhan Karaca’dır, yaşamınızı bütün doğruluğuyla kitaba aktarmayı düşündünüz mü?
Evet isterim ama hayatımın film olacağı yaşta değilim. Allah ömür verirse daha ileriki yaşlarda çok isterim. Bir süredir kitapla alakalı “ne yapabilirim” diye düşünüyorum. Hayat hikâyemi yazmazdım diye düşünüyorum. Açıklama yaparsam ipucu vermiş olacağım o yüzden bu sorunun cevabı bana kalsın.

Profesyonel bir ekiple çalışıyorsunuz… Rica etsem o başarılı ekipte kimler yer alıyor?
Sobe şarkısından beri beni baştan yaratan bir ekip var. Bunların başında tabii ki sevgili dostum, arkadaşım ve kardeşim diyebileceğim kadar yakın, projelerimin başındaki başarılı adam İsaac Angel geliyor. Bütün prodüksiyonlarım da benimle birlikte olup, son videom hariç kliplerimi çeken Gökhan Özdemir, sevgili Emre Gören aranjörüm. Amerika’da bilinmeyen ama bu işin perde arkasında çalışan birçok arkadaşım var: Kimisi doktor, kimisi avukat yalnız müzik kulağına güvendiğim insanlar bunlar.
Ülkemizde müzik kulağına güvenip şarkılarımı dinlettiğim dostlarım, hepsi mükemmeller…

Nilüfer no name isimlerin söz ve bestelerini “Kendi Cennetim” albümünde değerlendirmişti, müziğin bu kısır döneminde Reyhan Karaca’da genç yeteneklere şans kapılarını açar mı?
Müzik piyasasında ilk çıkış yaptığım günden beri yol arkadaşlarıma hep el uzattım. Bana vokal yapan arkadaşlarımı öne çıkarıp onları herkese tanıtma amacında oldum hala da bunu yapıyorum. Müzik piyasasında herkesin çok sevdiği sanatçılar var bunlardan bir tanesi de sevgili Orhan Ölmez. Benim enstrümantistim ve vokal arkadaşımdı hiçbir zaman bunu inkâr etmez, onunla çok uzun süre çalıştık ve şu anda onu gördüğüm yerde gözlerim doluyor ve çok mutlu oluyorum.

 

Yağız İzgül Tarzım Değil…

Yağız İzgül ile sevgili olduğunuz iddia edildi! Aşk dedikodularının aslı nedir?

İlk çıkış yaptığım günden beri özel hayatımı hiçbir zaman hiçbir yerde anlatmadım ne yazılı organlarda, ne de bir televizyon programında. Mümkün olduğu kadar sorulduğu zamanda, hep geri durmaya ve cevap vermemeye çalıştım. Ama bu son çıkan haberlerden sonra, asılsız iddialara cevap vermem gerekiyor çünkü çok fazla spekülasyon oldu. Yağız, çok tatlı çok şeker bir insan. Aramızda arkadaşlık dışında herhangi bir şey olması mümkün değil… Çünkü Yağız tarzım değil…

İçinizdeki çığlıkları nasıl atıyorsunuz?
İçimdeki çığlıkları küçük küçük biriktirip büyüdükten sonra atıyorum. O da her zaman farklı oluyor kimi zaman birine, bazen şarkılarda veya sahnelerde patlıyorum. Belli olmuyor neyi ne zaman yapacağım. Aslına bakacak olursanız, bizler için o çığlıkların birikmesi ve büyümesi gerçekten riskli!

Toplum baskısından kurtulmak için eşcinseller “Sahte evlilik, İntihar ve is bulamadıkları için fuhuşa sürükleniyorlar!” Eşcinsellere ve toplumumuza bu konularda neler söylemek istersiniz? Eşcinsellere ne gibi önerileriniz olacak?
Cinsiyetin, insan karakterinin önüne geçmediğini düşünüyorum. Nice eşcinsel arkadaşım var heteroseksüel arkadaşlarımdan daha karakterli! Ben insanları cinsiyetlerine göre ayırmam, ben insanları seksüel yaşamlarına göre de ayırmam, ben insanları karakterlerine göre ayırırım. Eşcinsel arkadaşlarımın hepsi sanat açısından %99.9 çok ciddi isimler, sanata çok hizmet etmiş ve yetenekli insanlar. Hiçbir eşcinsel göremezsiniz yeteneği olmayan. Eşcinsel arkadaşlarımı çok seviyorum ve onların ayrıcalıklı olduklarını düşünüyorum.
Altını çiziyorum evlerinin kapısını kapatıp, kapının arkasında ne yaptıkları beni ilgilendirmiyor. Benim için önemli olan toplum içinde ne kadar iyi ve faydalı oldukları, karakterlerinin ve yaşantılarının ne kadar düzgün olduğu. Zaten önemli olan da bu. Bir birey olarak ne yaptığınız ve cinsel hayatınız bizi ilgilendirmiyor. İnsanları lütfen seksüel hayatlarına ve cinsel tercihlerine göre ayırmayalım…

Sosyal medya’nın gereksiz eleştiri ve hakaretine maruz kalmayan ünlü yok! Bu olumsuz yorumlar Reyhan Karaca’yı nasıl etkiliyor? Sosyal medya varoşların egolarını tatmin ettiği bir ortama mı dönüştü?
Bunca yıl müzik piyasası içerisinde olup, hep kendisini daha güzel, daha bakımlı olmaya yönelten az insanlardan bir tanesiyim. Sektörde, bakımlı ve genç göründüğü için sözel saldırıya uğrayan insanlar nadirdir. Bunlardan biri de benim! Allah’ın bana verdiği bedeni en iyi şekilde kullanmak ve ona iyi bakmak benim bu dünyaya geliş amaçlarımdan bir tanesi ama en çok bununla ilgili eleştiri alıyorum.

 

Kardeşimin Emanetine Gözüm Gibi Bakıyorum

Dünyada ünlü ünsüz birçok kadın “Şiddet ve taciz-tecavüze” maruz kalıyor! Peki Reyhan Karaca şiddet veya tacize maruz kaldı mı?
Asla ve kata! Ne çocukluk dönemimde ne okul çağlarımda ne de şimdi herhangi bir şiddete maruz kalmadım çok şükür… Konserlerde bazen ufak tefek sorunlar yaşıyorum onlara taciz diyebilirsek! Fiziki şiddet değilse bile, sözlü şiddete maruz kaldığım oldu, o yüzden elimden geldiğince kendimi izole ediyorum.

Son olarak Murat Fırat okuyucularına neler söylemek istersiniz?
Beni dinleyen, seven, hayatıma merak eden, şarkılarım dinleyen herkese sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum. Sevgili Murat Fırat çok teşekkür ederim.

Burcunuz: Akrep
Tuttuğunuz takım: Galatasaray
En sevdiğiniz renk: Siyah-Beyaz
Ne tür müzik dinlersiniz: Duygularımı ifade eden
En sevdiğiniz şarkı: George Michael’ın bütün şarkıları
Yaptığınız en büyük çılgınlık: Aşık olmak
Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız: Her şeyi göze alırım
Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider: Dürüst olması ve bana değer verdiğini belli etmesi…
Şu an ruhunun olmak istediği yer: Mahcu Picchu, Peru, Arjantin, Positano, Amalfi
İzlemekten keyif aldığın TV programları neler: Gülse Birsel’in çalışmalarını takip ediyorum. İtiraf etmem gerekirse Avrupa Yakası’nı hala izliyorum
Hayatta en çok kıymet verdiğin insan: Annem

Hayvan besliyor musunuz: 2 kedim 1 köpeğim vardı. 1 kedim ve köpeğim öldü diğer kedim ise rahmetli kardeşimden emanet gözüm gibi bakıyorum.
Aşk her şeyi affeder mi: Yeter ki kişiliğiniz ve ruhunuzda zedelenme olmasın! Aşk her şeyi affeder
Benzetildiğiniz biri var mı: Dinleyicilerime sormak lazım. Kime benziyorum?
Fobilerin: Ölüm
Hobilerin: Gezmek, Gülmek
En büyük hayaliniz: Hayalimi başardım. George Micheal’le tanıştım. Şuan ki hedefim beni zirveye taşıyacak bir şarkıyla tekrar piyasada yer almak
Beğendiğiniz huyunuz: Merhametli olmam
Beğenmediğiniz huyunuz: Çabuk sinirlenmem
Sizi en mutlu eden iltifat hangisi: “Müzisyen” lakabımı

Röportaj: MURAT FIRAT

Okunma Sayısı: 3616
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleme eklentinizi kaldırınız. Aksi taktirde site açılmayacaktır.