İLK OLARAK CHP den MEMLEKET PARTİSİNE UZANAN SÜRECİNİZİ KONUŞALIM…
CHP’li bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Çok küçük yaşlarda babamın CHP’sinde görev yaptığı yönetimlerin toplantılarına katılır hayranlıkla siyasi büyüklerimi dinlerdim. Atatürk aşkıyla büyütüldüm. Demokrasinin hakkını veren bir aileyiz. Babam hala CHP de olmasına rağmen ben oradaki olumsuzlukları görüp, genel başkanımızında dediği gibi itaat değil itiraz ederek, gözlerim yaşlı, gönlüm kırık halde Atamızın CHP sinden değil, ancak bugünkü yöneticilerinden ayrıldım…
Parti içinde hizipçi bir grup demokrasiyi yok etmiş, mücadele alanını ortadan kaldırmış, Atasına, vatanına, milletine, bayrağına duymaları gereken sevgiyi sadece koltuklarına gösterir bir hal almışlardır.
PARTİ İÇİ MÜCADELEYi NEDEN SEÇMEDİNİZ?
2014 ten bugüne kadar parti içinde genel başkanımızın ekiplerinde yerimizi alıyorduk çok direndik çok savaştık. Hatta 2018 de genel başkanımızın Cumhurbaşkanlığı sürecinde bir tarafta seçim çalışmalarını yürütürken diğer tarafta parti içinde mücadeleler veriyorduk. Anlayacağınız rakibimiz sadece iktidar değildi. Kendi adayına köstek olan bir yönetim anlayışı. Adayının afişlerini asmayan, hazine desteğini seçim kampanyası için kullanmayan, kendi medyasına “ne yapıyorsunuz siz neden bu kadar çok gösteriyorsunuz başımıza bela mı edeceksiniz” diye engellemelerde bulunan. Kazanmasından korkan ve bu sebeple koltuklarını kaybetmekten korkan. Benim koltuğum bana yeter diyen zihniyetle, artık adil bir yarış gerçekleşmiyordu. Rotamızın gösterdiği MAVİNİN içindeki ADALETİ yine içinde bulundurduğu VİCDANIMIZLA aramak üzere 4 Eylül günü genel başkanımızın hareketiyle Sivas’tan yola çıktık.
MEMLEKET PARTİSİNE MUHARREM İNCE’den İBARET BİR PARTİ DİYEBİLİR MİYİZ?
Hayır diyemeyiz. Memleket Partisinin 6 kırmızı çizgisi var. Atatürk’le problemi olanlar, doğaya ve çevreye saygısı olmayanlar, kadına şiddeti yüksek sesle kınamayanlar, terörün her türlüsünü kınamayanlar, rant elde edenler ve din, dil, mezhep ayrımcılığı yapanlara itiraz edenlerin partisi. Bu altı kırmızı çizgimizi kabul etmek şartıyla bütün yurttaşlarımızın partisi. Tabi şunuda belirtmek gerekir iktidardan rahatsız ancak gidecek kapısı olmayanların partisi. Muhalefetten rahatsız ancak gidecek kapısı olmayanların partisi. Kısaca Memleket Partisi özgüvenli, cesur, ahlaklı, dürüst, Atasını ve ülkesini seven kimliklerden ibaret bir parti…
HEDEFİNİZ 50+1 BU BÜYÜK BİR İDDİA DEĞİL Mİ?
Değil, biz ezik, sünepe, emir kulu ya da birilerinin kuyruğu değiliz. Siyaset bu zamanı gelir politikanın gereği ve hesapları elbet yapılır. Bir kişinin milyonlarca kişinin karşısında gösterdiği cesarete şaşırıyorsunuzda o milyonların bir kişinin karşısında yaşadığı korkaklığa neden şaşırmıyorsunuz? Bunu da sormanız gerekir diye düşünüyorum.
İSTANBUL İL BAŞKAN YARDIMCISI OLARAK GENÇ YAŞTA GÖREV ÜSTLENDİNİZ NELER HİSSEDİYORSUNUZ?
Öncelikle bana bu görevde inanan sayın Genel Başkanımız Muharrem İnce’ye Sayın Genel Sekreterimiz Hakkı Akalın’a Genel Sekreter Yardımcımız aynı zamanda benim için çok kıymetli olan ağabeyim Mert Ünlü’ye ve tabi ki İstanbul İl Başkanımız Ertuğrul Gülsever’e minnettarım. Elbette bu görevin haklı gururunu bünyemde fazlasıyla hissediyorum. Ancak şunuda belirtmek isterim ki, yeni açılan bir parti olduğumuz için şu an atanmış görev sahipleriyiz. Kongre sürecimiz başlıyor en kısa zamanda demokratik yollarla seçilmiş görev sahibi hazzını, teveccüh gösterilirse tabi yaşamak beni her şeyden daha çok heyecanlandırıyor.
Elis Buse Araç, sözlerine; yaşasın demokrasi, yaşasın özgürlük, yaşasın cumhuriyet, yaşasın Atatürk! diye son verdi…
